Günlük yaşamda dikkatimizi dağıtan dışsal etkenler, zaman yönetimi yapmamızı zorlaştırıyor. Peki buna karşı ne yapabiliriz? Sizin için yazımızda ele aldık.
Günlük Yaşamımızda Planlarımızı Yapamamanın Nedenleri
Günlük yaşam, bireylerin sosyalleşme, çalışma ve dinlenme gibi çeşitli faaliyetlerini sürdürdüğü dinamik bir süreçtir. Bu süreç içerisinde plan yapma, etkin bir zaman yönetimi ve hedeflere ulaşma açısından kritik bir öneme sahiptir. Ancak, birçok insan günlük planlarını yapmada zorluk yaşamaktadır. Bu durumun altında yatan bazı genel nedenler, bireysel farklılıklar ve çevresel faktörler olarak sıralanabilir.
Öncelikle, modern yaşamın getirdiği yoğunluk ve hızlı tempolu çalışma düzeni, bireylerin plan yapma yetisini olumsuz etkileyebilir. İş hayatındaki baskılar, sosyal sorumluluklar ve ailevi yükümlülükler, bireylerin düşüncelerini dağıtarak, organizasyon becerilerini zayıflatabilir. Sonuç olarak, bu durum plansız bir günlük yaşama yol açar.
İkinci bir neden ise, bireylerin zaman yönetimi becerilerindeki eksikliktir. Bazı insanlar, önceliklerini belirlemede ve zamanı etkili bir şekilde kullanmada zorluk yaşayabilirler. Bu beceri eksiklikleri, günlük planların hayata geçirilmesini engelleyebilir. Bu durum, günün akışında spontane gelişen olayların geçerliliğini artırarak, planlı bir yaşam sürmeyi zorlaştırır.
Üçüncü olarak, çevresel faktörler dikkate alınmalıdır. Ailevi, sosyal ve ekonomik koşullar, bireylerin plan yapma yeteneklerini doğrudan etkileyebilir. Destekleyici bir çevre, planların uygulanmasını kolaylaştırırken, belirsizliklerin ve zorlukların olduğu bir ortam ise bu süreci karmaşık hale getirebilir. Özellikle belirsizlikler, önceden yapılan planların geçerliliğini sorgulatarak, bireylerin motivasyonunu azaltabilir.
Dördüncü ve önemli, Günlük yaşamımızda planlarımızı gerçekleştirememe nedenlerimizi genellikle dışsal etkenlere atfederiz. Onları, zamanın yetersizliği, meşguliyetlerimiz, dikkat dağıtıcılar veya beklenmedik durumlar gibi örneklerle ifade ederiz. Oysa davranışlarımızı gözlemlediğimizde bu sorunların altında yatan temel etkenlerden birinin öz kontrol eksikliği olduğunu görebiliriz. Yaşadığımız dönemde günlük hayatımızın sayısız dikkat dağıtıcı uyaranla çevrili olduğu gerçeği inkar edilemez. Ve sürekli olarak maruz kaldığımız bu uyarıcıların önemli gördüğümüz görevlere odaklanmamızda zorluk yarattığı kesindir. Örneğin günümüzü planlamaya çalıştığımız ve planımızın ilk adımını gerçekleştirmek üzere olduğumuz bir anda gelen bir bildirim, televizyonda başlayan dizi, yeni sayısını merak ettiğimiz dergi gibi uyaranlar dikkatimizi kolayca kendi üzerine çeker geçirdiğimiz sürenin sonunda ne yaptığımızı biraz sorgularsak varacağımız sonuç, dikkat dağıtıcılara yakalandığımız yönünde olabilir. Bunu fark edip müdahale etmediğimiz durumda; odaklanma süremizi, zamanımızı, zihinsel kaynaklarımızı tüketerek planlarımıza yönelik verimimizi kaybederiz. Fakat dikkatimizi dağıtan bunca uyaranın farkındayken her defasında onların bizi “yakaladığı” düşüncesine tutunmak, sorumluluğu kendi üstümüzden atmamıza dolayısıyla etki gücümüzü azımsamamıza ve davranışlarımızın nedenleri olduğu gerçeğini unutmamıza sebep olur. Bu döngüde kontrolü elimize almamızı sağlayacak olan davranışlar şu şekilde özetlenebilir: uzun ve kısa vadeli hedefimizi belirlemek, hedefimize yönelik yapılacakları sıralamak, yapmamız gerekenleri tarih aralıklarına bölmek ve günlük görevleri anlık dilimlere ayırmak. Bu planlamaya sahip olduğunuz durumda eğer yapay dopamin kaynaklarına kapıldığınızı fark ederseniz bunu neden durdurmadığınızı yani o an neyi yapmaktan kaçındığınızı görebilirsiniz. Bu gerekçeye ulaşmak sizi kaçınmaya iten düşüncelerinize, kendinize ve hedefinize yönelik inançlarınıza aynı zamanda duygularınıza ulaşmanızı sağlar.
Sonuç olarak, günlük yaşamda planların yapılamaması bireysel ve çevresel birçok faktörün bir sonucudur. Yoğunluk, zaman yönetimindeki eksiklikler ve çevresel etkiler, bireylerin planlarını hayata geçirme konusundaki zorluklarını artırmaktadır. Bu durumun üstesinden gelmek için, bireylerin zaman yönetimi becerilerini geliştirmeleri ve destekleyici bir çevre oluşturmaları önem arz etmektedir.
